GELENEKSEL TÜRK OKÇULUK 3. KADEME  ANTRENÖR YETİŞTİRME KURSU

Geleneksel Türk Okçuluk Federasyonu Yeni olmasına karşın çok hızlı gelişim göstermiş, Kısa zamanda binlerce lisanslı sporcuya sahip olmuştur. Bu amaçla memleketin her köşesinde kulüpler açılmıştır. Tabi bu kulüplerin bir çoğu bu sporu seven insanların özverili davranışları sayesinde olmuştur. Malum günümüz Türkiye'sinde Ekonomik sorunları aşmak için maddi zorlukları aşmak için uğraşıyordur. Geleneksel Türk Okçuluk Federasyonu da bu konuda çalışmaları yok değildir. Yeterli midir? Hızla gelişen bir spor branşı olduğu için ne yaparsan yap yeterli gelmez. Uzun bir yolu vardır.

Yeni bir spor dalı olan Geleneksel Türk Okçuluğu Hava Koşusu ve Puta Koşusu olarak iki ana daldan oluşur. Bu ana dallarında  kendi aralarinda, alt dallara ayrılır. Yaş ve cinsiyete göre de bu dallar ayrılınca çoğu branşta olduğu gibi takibi zor bir spor dalı haline gelmiştir. Bu sporun gelişiminde en ön planda olanlar tabiki Antrenörler dir. Geleneksel Okçuluğun Tarihinde 2024 Yılında ilk kez 3. kademe Antrenör yetiştirme Kursu açıldı. 

İşte bu noktada ilk olarak kurs bedelinin diğer branşlar ile aynı kademedeki Antrenör kursları ile kıyaslandığında neredeyse iki katı fiyatına denk geldiğini fark edildi. Fiyat indirimi konusunda Antrenörlerin dilekçeleri de para etmedi. Sonuç olarak Antrenör Yetiştiriliyor, kullanılacak malzemelerin belli bir bedeli olmalı olmalı düşüncesi ağır bastı. 3. Kademe olduğu için dersler, Doktorasını bitirmiş, Profesör, Doçent, Doktor gibi ünvanı olan Eğitim uzmanları ve Spor uzmanları vermesi uygun olurdu. Doğrusu da bu idi. 15.000. Tl gibi bir fiyat Antrenörlere yük olacaktı. Eğitimin bedava olmaz. Kıyaslanınca rekor kırmasına da gerek yoktu. Nedense Federasyona yapılan itirazlar da kabul olmadı. 

Geleneksel Türk Okçuluğu 3. Kademe Antrenörlük kursu fiyasko oldu. Doktorundan, Doçentinden vazgeçildi. Sırasıyla anlatmakta fayda var. 

Kursun ilk gününde neyin uzmanı olduğunu bilmediğimiz bir vatandaş, Sanki karşısındakiler yeni ok atmaya başlamış çocuklara anlatır gibi ilk söylediği şey “yarım gün devamsızlık yapan sınıfta kalır.” Zaten o anda bu zatın bu kademedeki kişiler ile ilgili önyargısı ve yetersiz eğitim bilgisi olduğu anlaşıldı.  İlk iki gün tamamen fuzuli bir tekrar yapıldı. Hatta eğitimci arkadaşın anılarını dinlemek zorunda kaldılar. Nasıl bır kasılma olduysa, Geleneksel Türk Okçuluğunun Atış teknikleri bu kişi tarafından oluşturulduğu sanıldı. 

İlk iki günün uygulamaları da zaten içler acısı bir hal aldı. Yayların eskiliği bir yana, Okları kırık ok kutusundan seçerek toplanması da insanın canını sıktı. Hedef kağıdı filan da yoktu zaten. Hatta ibriş oklar ile atılacağını söylemelerine rağmen yapılmadı. Antrenörler de her halde 15.000.00  az geldi diye de düşündüler. Kötü tarafı bu şahıs baştan sona bu işi organize etmek için seçilmiş olması. Büyüklerine saygılı olmayan, Kendine hakim olmayan bir zatı 3. kademe Antrenörleri yetiştirmesini düşünmek bile Akıllıca olmamış. Tabi bu seçimi yapanları eleştirmek haddimize değil. Fakat parayı verince düşünmeden edemiyoruz.

Üçüncü gün neyseki çok saygılı efendi bir üstad olma yolunda merhaleleri aşmış, çok mütevazi bir kişilik ile karşılaştık. Bildiklerini saygıyla anlattı. Sorduklarımıza hem teori de hemde uygulama da cevaplayarak elinden gelenin fazlasını yaptı. Hal hazırda var olan bir Boynuz yayın aşamalarını uygulamada Antrenörlere göstermek için çabalayan bu kişi Antrenörlerin moralini yerine getirdi. 

BOYNUZ YAY YAPIMI

İkinci ders olan Tirkeş Yapımında Aynı güzellikte geçti.Çok mütevazi ve saygılı bir usta Antrenörlere elinden geldiğinin fazlasını yaparak Tirkeş yapımı ile ilgili tüm sorulara cevap verdi. Yetmedi uygulamalı olarak gösterdi. Kendi uzmanlığındaki her püf noktasını göstermek için adeta çırpındı. Antrenörlere,  artmış olan derilerden yaptığı zihgirlerden hediye etti. 

TİRKEŞ YAPIMI

Diğer bir ders de ok yapımı idi. Bu da ders de çok istenilen dersler arasındaydı. Eğitmenin mütevazılığı saygınlığı, davranışı bu sporun kültürüne uygun bir düzeydeydi. Uygulamada herkese bir ok yaptırıldı. Hiç ok yapmayanlar bile bu uygulama dersinden memnun kaldı. Antrenörler de tüm derslerin de aynı şekil olması beklentisi içine girdi.

MENZİL OK'U YAPIMI

Bu derslerin ardından Psikolog Hocamız gelmeyince ders boş geçmemesi adına Elit sporcu için Yıllık Antrenman planı gösterildi. Belli ki kopyalanmış bir yerden çözünürlüğü düşük olarak yansıtılınca pek birşey görünmese de ders anlatılmaya başladı. Boş geçse daha mı faydalı olurdu bilemedim.  Zaman doldurmak için yapılmış bir ders olmasa çok eleştiri yapardık. Anlatılanları okadar çok karıştırdı ki toparlamak için çabalasa da tam tersine batırdı gitti. Bir sporcunun yorgunluğunu hissettiğimizde 10 gün ara vermemiz gerektiğini öğretti. Belli ki o da konunun hakimi değildi. Bilmiyordu. Hatta konuyu iyi bilen başka bir Antrenör Olayı güzelce anlatması üzerine Lakin diyerek Yine ne diyeceğini birbirine karıştırarak cevap verdi. 

Ardından Beklenen bir ders geldi. İstisnalar hariç tüm antrenörlerin beklediği Siper kullanımı dersi. Bu ders Öğretmeni kendinden hakim, konusunu çok iyi çalışmış olarak Antrenörlerin huzuruna tüm saygısı ve mütevazılığı ile çıkıp dersini anlattı. Teorik dersi de Antrenörler ilgiyle dinledi. Sorular ve Cevaplar ile de teorik dersi bitirdi. Memnun kaldığımız Eğitimlerden biri de bu oldu. 

SİPERLE ATIŞ

Uygulama dersi istenilenin çok çok altında kaldı. Malum Çok para verdiğimiz için Kurs yerinde Siper olacağı düşünülmüştü. Öyle ya Neye para verilmişti. İyi ki Kurs Eğitmeni kendi sperlerini ve muşambalarını getirmişti. Hatta kendi oklarını bile hazırlamıştı. İnsan üstü bir emekle her Antrenöre Tek tek atış yaptırdı. Çok tehlikeli olmasına karşın Eğiticinin de üstün çabalarıyla kazasız belasız atlatıldı.

Son ders olarak da, Kısa da olsa Sporcu Psikolojisi gösterildi. Her ne kadar genel bir anlatım olsada okçuluk yapan sporcunun sorunlarına yakın, konulara değinildi. Ders süresinin kısa olmasından haberdar olan Eğitici kendi mailini vererek her zaman bilgi isteyebileceğimizi de dile getirerek mütevazılığın elden bırakmadı.

Bu dersin ardından İbriş oklar ile Menzil atışları yapacağımızı söyledikleri için de hayal kırıklığı yaşadık. İbriş oklarını göremedik. Halbuki verdiğimiz paranın karşılığını bekliyorduk. Maalesef federasyon bu konuda çok zayıf davrandı. İşte bu zayıflığını örtmek için Antrenör adaylarının bir bölümünü de bütünlemeye bıraktı. Neredeyse tamamı Anadoluda ki Antrenörler. Diğerlerini bırakma şansı yoktu.

Velhasıl Uygulama sınavında İnsanlar Siper atışında Ders Hocasının getirdiği Siperle atış yaptılar. Diğer uygulama sınavında ise nasıl olduysa yeni oklar temin edildi. Bu oklardan Sert ve Yumuşak olanları tespiti istendi. Uygulama sınavındaki durum daha vahim olmasının sebebi, verdikleri paranın karşılığını almayı bırak bir de bu sonuca göre bir sene daha bekleyerek ders tekrarı yapacaklar.  Yazılı sınavdaki sorulara gelince, Çok kötü değildi. Ancak sınav kağıdı madem iki tane olacaktı. Daha fazla yer verilerek iki sayfaya dağıtılmalı idi . Birinci sayfa çok sıkışık olması, bazı soruları görmeden geçmeye sebep oldu. 

Bir soru biraz düşünülmeden yapılmıştı. Tekniği oturan bir sporcunun okunun kabza ötesinde kalma sebebi Kapalı atması olamazdı. Tekniği oturan biri kapalı niye atsın. Seçtiği ok hatalıydı. Ama onu da tekniği oturmuş bir zaten fark ederdi. 

Sonuç olarak Bütünlemeye kalan öğrenciler değil Federasyonun ta kendisi oldu. Bir dahakine adam gibi bir eğitici öğretici yada işi bilen uzman getirmeleri bu sporun gelişmesi adına çok iyi olacaktır. %50 nin Üzerinde başarı varsa demek ki Eğitim de pek başarılı değil. Aslında tamamen baştan savma da diyemiyorum. Diğer Eğitimcilerin çabasını görünce !... En akıllıca çözüm Antrenörlerin İtirazlarına Hakkaniyet ile bakıp gerekenin yapılmasıdır.